Yine Yeni Yeniden...Merhaba Koca Dünya

Uzunca bir zamandır yazmadım, yazamadım. Bilmiyorum belki de içimden gelmedi. Tekrar başlıyoruz değerli okuyucu! Beni sabırla okumanı ve sonunda biraz bilgi, biraz tebessümle bu yazıdan/yazılardan ayrılmanı dilerim.

Böyle duygusal(!) bir girişten sonra gelelim yeni konularımıza...

Geçen sürede futbola dair bir eksilmem olmadı. Hala öğrenmek, gelişmek daha fazla anlamak için çaba sarf ediyorum bu dünyanın EN GÜZEL oyununu. Sürekli gelişen, değişen oyun kuralları, oyun yapıları, planlar, stratejiler...Adını ne koyarsanız koyun elinize tableti, telefonu aldığınızda kıymetli zamanımızı boşa harcatmayan bir oyun görmek eminim bütün sporseverleri mutlu ediyordur. Teknik direktörlerin oyunu farklı oynama çabaları son derece olumlu. Türkiye'de şablon ezberletilmiş gibi oynanmaya çalışılan ama maalesef Avrupa arenasında ancak yüzümüze vurulan çağ dışı kalmışlık dışında özellikle kıta Avrupa'sında son derece farklılıklar mevcut.

Özellikle benden (41 yaşıma girdim bu arada) bile yaşça küçük ama beceride ve bilgide önde çok değerli hocalar çıkmaya başladı. Örneklerine ve isimlere hepimiz aşinayız diye tahmin ediyorum. Futbola olan tutkumu yazmak istediğimden isimlere değinmeye gerek bulmuyorum.

2020 yılı Mart ayı itibarı ile küresel bir salgınla karşı karşıya kaldık ve halen sürmekte...Herkes için zorlu bir süreç ancak, ÖZ FARKINDALIK için de bir bakıma iyi oldu diyebiliriz. Şöyle açmak gerekirse; artık insanlar yaşamın kıymetini daha iyi anlamaya başladı, spor/eğlence/sağlıklı yaşam yani kısacası "QUALITY TIME" (kaliteli zaman) için daha çok çaba sarf ediliyor. Dostlarla, ailelerle yani bize bizi iyi hissettiren güzel insanlarla birlikte olmak gerekli!

Bu blogun amacı; daha önce de belirtmişimdir AMA sevdiğim şeyleri paylaşmak ve sizden gelecek fikir farklılıklarından daha iyi fikirler ortaya çıkarmak. Kısacası, "Quality Time" (bu ingilizce kelimeler yüzünden sevgili eşim Funda'dan bir ton laf yiyeceğim).

Bu yazıyı daha fazla uzatmayacağım. Sağlıcakla kalın!